Skip to main content

gidiş - geziş özeti

patavatızca aldığım notlarımı hızlıca birleştirdim, bazı yerlerini çıkardım işte şöyle :

- Ankara - çıkış  - 21. Ağustos Cumartesi gecesi
- Yolda grinlock'd filmini izledim. güzeldi. KK önermişti.
- Afyon - İzmir
- Bornova - varış - map
-- Bornova'yı seviyorum, bana rahat hissettiriyor
- Marx'ın dönüşü açık hava tiyatrosu varmış akşam çok çabaladım ama gidemedim.
-- bana eşlik edecek kimse yoktu
-- aslında oyun nedir ne değildir bilmiyorum da
- ...
- Ödemiş
-- ilk kez geliyorum Ödemişe'e
-- Ödemiş şirin bir yer ama uzakta biraz, git git bitmedi
-- Amcam-yengem de burda yaşıyorlar, kalcam onlarda - (tayyar fotograf ekle)
- Ödemiş'de iftar
-- Ödemişi kendin gez
-- Fotoğraf çek
- Birgi'ye gidiş  - (tayyar harita ekle)
- Küçük tarihi bir yermiş - çok eskiymiş hem
- Kimse yok. çok sessiz
- ...
- Ahrandı diye bi yerde akşam sonrası çay
-- Ahrandı bir yüksek tepenin üstünde - ovaya bakıyor - pek serin
-- belediye işletiyormuş bir gazino yapmışlar
-- semaverler falan hazırlayıp getiriyorlar güzel oluyor çay keyfi
- Ertesi gün seval'le buluşma planı
- Seval'in çok işi varmış
- ...
- İzmir'e tekrar gidiş
- İtalya'dan dostları gelmiş onlarla bulustuk.
-- tuhaf muhabbetler oldu sevmedim
- Araba kiraladık. en ilkel içgüdülerimizle BMW olsun eski olsun dedik.
- Elif diye biriyle de tanıştık
-- O da araba kiralayacakmış ve bizim gibi o da öylesine kuzeye doğru gidip gelecekmiş
--- "e sen de bizle gel, gezeriz belki de boşuna masraf yapmazsın hem"
-- Onu da aldık
-- Elif bana "tatilde python ustası olcam ben ya" lafımı hatırlattı çünkü pythonda malum if-elseif değil if-elif var
-- Elif'e bana python u anımsattığını dediğimde gülmedi ama kendisinin de bir yazılım şeysi olduğunu söyledi
-- Gülmemesinin nedeni çok kişinin bunu demesiymiş - bi soğukluk oldu ama kısa süre :)
-- Karşıyakaya gittik ilk.  - (tayyar harita ve foto ekle)
-- Onur'a forma alacaktım güya. zaman olmadı daldık unuttuk.
-- Ordan biraz daha gittik yukarı - kenardan kenardan
-- ...
-- Yer isimleri hakkında sıkış yapan tek kişi bendim- kimse nereye gittiğimizi bilmiyordu - amaç buydu sanırım - unuttum amacımızı ama
-- Sanımrım Çanakkale'ye çok yakşaltık ama emin değilim.
-- Saat 3 olduğunda geri dönelim dedik biraz uzaklaşmıştık İzmir'den
-- Tekrar dönerken hafif kaybolur gibi olduk. kimse  belli etmedi ama
-- Ardından mezar ziyareti yaptık
-- Arabayı verdik
-- Elif'le vedalaştık ama niye telefon numarasını veya hiç olmazsa email adreini almadık bilmiyorum. hayalet gibi geldi gitti.
--- aaa sanırım email adresini söylemişti laf arasında
-- Pek konuşmadı zaten. hayalet olma olasılığı üzerinden durduk biraz sonra unuttuk tabi o da unutmuştur
- ...
- Ödemiş'e geri dönüş
- Ödemişte şu sahneyim de gördüm gerçekten bir hayal dünyaından olduğumu sandım.
-- Kahve önünde "deli" bir adam heyecanla bir şeyler anlatırken yaşlı bir adam hiç bir tepki vermiyor. İkisi de ayakta çevredekiler de hareketsiz güneşin altında öyle duruyorlar. Gözleri bile sabit. Tek konuşan ve hareket eden o deli adam. Biraz baktım sonra sıkıldım ama ürktüm de, başımı çevirip gittim. Aklıma Tarkovsky'nin Nostalgia'sındaki sürekli söylediğim bir sahnesini getirdi Domenico'nun konuşması - şurdan bir bakın dinleyin
- Hergün şu yaşamsal problemi irdeledim : "daha az enerji tüketerek nasıl daha hızlı duş alınır?"
- Sorgulamam gereken çok şey vardı aslında mesela "tez önerimi neden hala yazmadım" gibi.
- Yengem turşu yapmış ama ne turşu - hayatta yememiştim öyle turşu. Günlük turşu deniyor ama ben ona can diyorum. höpür höpür içerek yedim.
- ...
- Akşam bir dinleti varmış, gidelim dedik
-- Evrim Yıldırım diye bir tenor Ege Üniversitesi mezunu- foto
-- Türkü söyledi enfesti, bağlama çaldı, ufak bir yerdi, çok şirindi -
-- En son Ruhi Su ile aynı lezzeti almıştım.
-- Gece harika geçti.
-- Heleki "uğurlar olsun" ve "yiğidim aslanım" söylerken eşlik edesim geldi pek içlendim, yaşlandı gözlerim ama eşlik etmedim. En önde hemen belediye başkanının yanına oturmuşuz meğer, protokole gıcıklık olmasın diye ses çıkarmadım :P
-- Gecenin sonunda yediğimiz künefe nedense iyi geldi
- ...
- Tekrar Bornova -
- dolan biraz
- ordan terminal
- ...
- ...
- Adana
- Abimin yemin töreni vardı ona katılmış oldum.
-- Abi hala askerliğin şokunda, sorgulama döneminde sanırım :)
-- Anti-militarist, anti-otoriter duygularım inanılmaz depreşti. Einstein'ın  askerlik ile ilgili bazı sözleri aklıma geldi.
- Abim ve asker arkadaşları ile Adana'ya çıktık ama çok sıcaktı yapıştık bir yere. iki nargele söyledik. Güzel oluyomuş dediler biz de istedik iki tane.
- Abimi akşam olmadan gönderdim tekrar kışlasına (kışla denir demi oraya, yani kaldkları yere...)
- ...
- Adana'yı yine sevmedim ama olsun otantik yerleri de yok değil
- ...
- Adana'da bir kaç yere baktık bir yerde oturduk
- ...
- Gece 12 ye kadar Adana'da tek gezmek için plan yaptım
- Reyhan'la tanıştım (ismini bilmiyorum tam bu ismi ben verdim), eşlik etti bana biraz.
-- Rayhan bir kafede çalışan yeni mezun bir kızcağız. çok özlediğim açık sözlülük ve temiz yüreklilik onda hemen kendini gösteriyordu. Laf kıvırımadan sordum "adana'yı pek bilmem eşlik eder misin?" dedim. olur ama fazla duramam dedi. fazla durdu, iyi oldu, dolu dolu zaman geçirdik
- ...
- Eylem'i aradım Adana'daymış hala. Geldi hemen konuştuk.
- Alanya'ya geçiş planı yaptık (yapmıştık zaten)
- Bir günlüğüne orada kalacaktık
- ...
- Ağlaştık, jale'den bahsettim,o da bahsetti
- vedalaştık ayrıldık Eylem'le
- ...
- Ankara'ya dönüş
- Dönerken her hangi bir yerde inmek istedim
-- inemedim tabi. otobüs sadece bir kere durdu. bir kere daha durmadı adi.
- Ankara
- sabah onur'u uyandır, muzik dinle
- Eve geç
- Yatış
- Bunları bloga yazış
- Publish
----------------------
- hiçbiri önemli değil de incirler süperdi gene


 @todo : tayyar bu yazıyı güzelce tagle, tag açısından sinir bozucu düzeyde zengin olsun.

Comments

Onur Değerli said…
ankaraya dönüşte sabahın köründe beni uyandırdığını yazmamışsın. adi herif!
Unknown said…
sonradan eklemisim :D:D

Popular posts from this blog

Cesaret Ana ve Çocukları - Bertolt Brecht / Devlet Tiyatroları Gösterimi

Cesaret Ana ve Çocukları - Devlet Tiyatroları Gösterimi İki hafta önce İrfan Şahinbaş Atölye tiyatrosunda izlediğimiz oyun ciddi emek isteyen bir oyundu. Seyirci için dahi oldukça yorucu. Oyunun 3 saat olduğunu bilmeden gidince zaten  Brecht 'in tarzı gereği daraltılar basarak izlediğimiz oyun biraz yorucu geldi bize. Daraltı dediysem kötü anlamda değil. Daha önce Brecht okuduysanız veya bir oyununu izleme şansınız olduysa ne demek istediğimi fark etmişsinizdir.  Brecht seyircinin bilincini açık tutmayı amaçlıyor sanırım hep. Oyunda bölümler arasında bir perde iniyor ve o bölümü önceden özetliyor. Bu da yine seyircinin algısını daha açık tutuyor. E haliyle yoruyor tabi. O yüzden bizim gibi bir gece öncesindne az uyku ile gitmeyin. Zaten oyun biraz yoracak sizi. Öyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında izlediğiniz kumpanyalar gibi eğlenmeye gelmeyin arkadaşlarınızla (burda bir yergi yok). Oyunla ilgili bir kaç yazı http://nesrinmutlu.blogspot.com/2013/01/cesaret-a...

ulus baker - what is opinion #redtv

ulus baker - what is opinion from RedTv series.

Ankara Tiyatro Festivali'nde Magapar / The Way ( Barbara Thieme)

Ankara Tiyatro Festivali'nde gittiğim ikinci oyun Barbara Thieme'nin 'Magapar'  (The Way) adlı oyunuydu. Polonya'lı ekip çok genç ve tecrübesiz görünüyordu. İnsaflı biri olmasam gösteri için söyleyebileceğim tek şey ' berbat ' olurdu. Harketler çok mekanik , tanıtım metninde geçmesine rağmen ışık efektleri ise komikti. Gösteriyle  sonuna kadar dikkatlice ilgilendim. Önümde ve arkamda gösteriden çoktan kopmuş insanların bir kısmı horlayarak uyurken bir kısmı da cips yerken ben dikkatimi kaybetmeden odaklamanaya çalıssam da beni bile kendilerine çekemediler. Gösteri 30 dakika sürdü. Gösteri boyunca kısa müzik parçaları eşlik etti oyuna. Akün sahnesindeki ses düzeneğinin bu kadar düşük ses verdiğini sanmıyorum sanırım ekip sesi bilerek kısmış. Sesin kısık olması daha kötü oldu zira insanlar zaten gösteriden soğumuşlardı. İşin kötüsü gösteriyi tavsiye ettiğim arkadaşlarla inanılmaz bir menunuyetsilikle hadi ekiple dalga geçerek Akün'den çıktık. Ayıp...