Skip to main content

Gümüşhacıköy gidiş-dönüş özeti


Onur'la ne zamandır beraber gidelim diyorduk bayram tatilinde gittik. Özetleyim sonra fotograflarla ve ek hikayelerle detaylandırırım sanırım.


  1. Ankara-Merzifon (dogrudan Amasya'ya gitmek yerine Merzifon'a gitmek daha mantıklı) 5 saat
  2. Merzifon-Gümüşhacıkoy 1 saat
  3. İlçe merkezinde Onur amcasıyla beni harika bir yöresel Amasya yemekleri yiyeceğim Ahmet amcalara götürdü.
  4. Malum keşkek vardır yemekte. Sonra hatırladığım kadarıyla  yaprak sarması gibi ama yuvarlak biçimli bir şey de vardı.
  5. Yemekten sonra Ahmet amca ile gerileyen tarım ve güncel meseleler üzerine kısa bir sohbet yaptık.
  6. Sonrasında Onur'un köyü Güplüce köyüne gittik.
  7. Köy epey sessiz ama sevdim. Toprakları epey verimli belli. Onur'un babannesinin kaldığı evin süper bahçesi var. Sebze meyve vs.
  8. Gezdim fotograf çektim.
  9. Akşam köy evinde mangal yaptık. Epey kalabalıktı şenlik oldu iyi oldu. 
  10. Mangal öncesinde bir de Şarlayık diye bir mekana gittik. Sevdim gibi. Çay bahçesi gibi yapmasalarmış daha çok severmişim.
  11. Mangal sonrası çaylar geldi. Muhabbet vs.
  12. Sonrasında erken yattım. Geç kalktım.
  13. Tekrar ilçeye gittik. Güzel bi kahvaltı.
  14. Öğleden sonra Amasya'ya gittik. Merkeze. Gidiş hibrit oldu. Yarı otostop yarı otobus.
  15. Amasya'da işte tarihi yerler dışında pek bir yer yok gibi. Yerleşimi çok güzel şehrin. Kral kayalardan aşağı baktık. tam tepesine çıkmadık. Israr ettim ama Onur yorgundu sanirim.
  16. İlçeye döndük. Geceye doğru Merzifon'da epey yürüdük gezdik vs. Sessiz zaten. Sonra gece otobüsle Ankara'ya geri döndük.

Özetle bu. Fotoğrafları Zenit'imle çektiğimden banyo edilmesini bekliyorum edilsin onları da hemen buraya koyarim.


Comments

Onur Değerli said…
tayyar, fotoğraflar nerede?

Popular posts from this blog

Aşağıya Yazmışım "Creative Commons Attribution 3.0 Unported" Diye

Kardeşimin perişan olmuş dizüstü bilgisayarının üstüne sticker ararken  pek istediğimizi bulamadık ama birden kaşıma bu çıktı : http://urun.gittigidiyor.com/LAPTOP-NOTEBOOK-ETIKET-SKIN-STICKER-10_W0QQidZZ24039906#aciklama Adam şöyle yazmış : "ORJİNAL LAPTOP/NOTEBOOK  SKIN STICKER" çok tanıdık geldi :) sonra hatırladım öylesine bir şey yapmıştım te ne zaman. O da şöyleydi (evil pattern) :  http://hasantayyar.blogspot.com/2008/10/evil-pattern.html Şimdi asıl mesele alması ve hatta ticari amaçla kullanması değil asıl mesele bu kadar basit bir açık lisansa uygun davranamaması :  http://creativecommons.org/licenses/by/3.0/ Hem ok utandım. En berbat ve saçma denememi kulanmış halbuki daha güzelleri üstelik laptop üzerine güzel gidecek şeyler de denemiştim. Mesela keike şunları alsaymış : http://hasantayyar.blogspot.com/2009/10/pourpre-nebuleuse.html http://hasantayyar.blogspot.com/2009/07/uydurdum.html http://hasantayyar.blogspot.com/2009/06/amacm-wallpaper-ol...

Şehir içi bisiklet sürücülerine notlar -1 (Güç meselesi)

Son zamanlarda şehir içinde fazla bisiklet kullanmaya başladım. Arkadaşlar da sormaya başladı "nasıl bu kadar fazla yol kat edip hiç yorulmuyorsun" gibi sorular işte. Dedim parça parça "tip"ler yazayım. 1. Güç Dengesi Kuralı Bacaklarınızın ikisini birden yormanıza gerek yok. Güç dengesi diye bir kural uydurdum. Mantık şu  - pedallara güç verirken ilk aşamalarda sadece bir tarafa yoğunluk verin. Örneğin sadece sağ bacağınızla güç uyulayın sol bacağınız kendiliğinden salınsın. bir süre sonra sağdan gücü çekin ve sola verin. Böyle bir döngü içinde daha şehir içinde daha uzun mesafe alır ve daha az yorulursunuz. 2. Doğru Çark Önemli Yani vites! doğru vites. Yolunuzun düzgün olup olmaması veya eğimine göre vitesinizi ayarlamayı unutmayın! 3. Hızlanma ve yavaşlamalar mümkün olduğunca doğrusal olmalı Özellikle genç bisiklet sürücüleri hızlanırken logaritmik hızlanıyorlar. Kesinlikle yanlış! Gücünüzü yavaş yavaş vermeniz ve hızlanmanızı dengeli tutamanız önemli....

Cesaret Ana ve Çocukları - Bertolt Brecht / Devlet Tiyatroları Gösterimi

Cesaret Ana ve Çocukları - Devlet Tiyatroları Gösterimi İki hafta önce İrfan Şahinbaş Atölye tiyatrosunda izlediğimiz oyun ciddi emek isteyen bir oyundu. Seyirci için dahi oldukça yorucu. Oyunun 3 saat olduğunu bilmeden gidince zaten  Brecht 'in tarzı gereği daraltılar basarak izlediğimiz oyun biraz yorucu geldi bize. Daraltı dediysem kötü anlamda değil. Daha önce Brecht okuduysanız veya bir oyununu izleme şansınız olduysa ne demek istediğimi fark etmişsinizdir.  Brecht seyircinin bilincini açık tutmayı amaçlıyor sanırım hep. Oyunda bölümler arasında bir perde iniyor ve o bölümü önceden özetliyor. Bu da yine seyircinin algısını daha açık tutuyor. E haliyle yoruyor tabi. O yüzden bizim gibi bir gece öncesindne az uyku ile gitmeyin. Zaten oyun biraz yoracak sizi. Öyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında izlediğiniz kumpanyalar gibi eğlenmeye gelmeyin arkadaşlarınızla (burda bir yergi yok). Oyunla ilgili bir kaç yazı http://nesrinmutlu.blogspot.com/2013/01/cesaret-a...