Skip to main content

Özcan Alper ve Türk Sinemasında Politik Eleştiri

Başlığı bilerek iddialı yazdım. Hayır uzun bir yazı değil sadece Gelecek Uzun Sürer [1] [2] filmini şöyle tekrar bir izleyince gerilip yazdığım kısa bir eleştiri.
Filmi daha önce parça parça izleme fırsatı bulmuştum ve izler izlemez de filmde kullanılan bir çok muziği severek tekrar tekrar dinlemiştim  [3].

Filmin konusu beni gerçekten çok meraklandırmıştı. Konusu gereği müzik çalışması çok güçlü bir olmasını zaten bekliyordum.

Filmin, konu aldığı probleme sert eleştirel bir bakışla yaklaşmasını bekliyordum ancak sadece olan bir durumu aktarmakla yetinmiş gibi. Nuri Bilgi Ceylan filmlerinde çok yoğun gördüğümüz "sigaralı ve düşünceli anlar"dan da var filmde.

Ülke için son derece önemli bir konu ele alındığında filmden sonra insanlarda bir farkındalık ve güçlü bir politik bakış kazandırılması bekleniyor tabi. Ancak Gelecek Uzun Sürer'de sıradan bir okuyucu olarak estetik kaygıları daha çok gördüm. Konu çok steril ele alınmış. Özcan Alper ellerine plastik doktor eldivenlerinden takmış, gömleğine de papyon. Başrolü paylaşan kızcağız film boyunca bir kendini vermedi gitti konuya. Gaye Gürsel bu filmde sevmedik seni.


Özetle Hissetirmesi beklenen toplumsal acıyı asla hissetiremeyecek bir film. 
Hakkını vereyim film boyunca çok güzel manzaralar yakalanmış ama çok sıkıyor cidden. Müzikleri ve Özcan Alper'in tarzı için izleyebilirsiniz. İzlemezseniz çok şey kaçırmazsınız.


 
İstanbul'da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru (28), ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Kısa süreliğine çıktığı bu yolculuk, hayatının en uzun yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta Sumru'nun yolu Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, Diyarbakır'da tek başına kalmış yıkık dökük kilisenin bekçisi olan Antranik amca ve bölgede sürmekte olan 'adı konulmamış savaşa' tanıklık eden pek çok karakterle kesişir.
Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır'da peşinde olduğu ağıtların hikayelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşir. Diyarbakır'dan Hakkari'de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet'in "Neden bu köy, orada ne var?" sorularını yanıtsız bırakır.

1. Resmi sitesi : http://www.gelecekuzunsurer.com/en
2. Film detayları http://www.sinemalar.com/film/187839/gelecek-uzun-surer
3. Khaçadur Avedisyan - Ororotsayin (Ninni) http://www.youtube.com/watch?v=NYqa-DAjuJI




Comments

Popular posts from this blog

Cesaret Ana ve Çocukları - Bertolt Brecht / Devlet Tiyatroları Gösterimi

Cesaret Ana ve Çocukları - Devlet Tiyatroları Gösterimi İki hafta önce İrfan Şahinbaş Atölye tiyatrosunda izlediğimiz oyun ciddi emek isteyen bir oyundu. Seyirci için dahi oldukça yorucu. Oyunun 3 saat olduğunu bilmeden gidince zaten  Brecht 'in tarzı gereği daraltılar basarak izlediğimiz oyun biraz yorucu geldi bize. Daraltı dediysem kötü anlamda değil. Daha önce Brecht okuduysanız veya bir oyununu izleme şansınız olduysa ne demek istediğimi fark etmişsinizdir.  Brecht seyircinin bilincini açık tutmayı amaçlıyor sanırım hep. Oyunda bölümler arasında bir perde iniyor ve o bölümü önceden özetliyor. Bu da yine seyircinin algısını daha açık tutuyor. E haliyle yoruyor tabi. O yüzden bizim gibi bir gece öncesindne az uyku ile gitmeyin. Zaten oyun biraz yoracak sizi. Öyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında izlediğiniz kumpanyalar gibi eğlenmeye gelmeyin arkadaşlarınızla (burda bir yergi yok). Oyunla ilgili bir kaç yazı http://nesrinmutlu.blogspot.com/2013/01/cesaret-a...

ulus baker - what is opinion #redtv

ulus baker - what is opinion from RedTv series.

Ankara Tiyatro Festivali'nde Magapar / The Way ( Barbara Thieme)

Ankara Tiyatro Festivali'nde gittiğim ikinci oyun Barbara Thieme'nin 'Magapar'  (The Way) adlı oyunuydu. Polonya'lı ekip çok genç ve tecrübesiz görünüyordu. İnsaflı biri olmasam gösteri için söyleyebileceğim tek şey ' berbat ' olurdu. Harketler çok mekanik , tanıtım metninde geçmesine rağmen ışık efektleri ise komikti. Gösteriyle  sonuna kadar dikkatlice ilgilendim. Önümde ve arkamda gösteriden çoktan kopmuş insanların bir kısmı horlayarak uyurken bir kısmı da cips yerken ben dikkatimi kaybetmeden odaklamanaya çalıssam da beni bile kendilerine çekemediler. Gösteri 30 dakika sürdü. Gösteri boyunca kısa müzik parçaları eşlik etti oyuna. Akün sahnesindeki ses düzeneğinin bu kadar düşük ses verdiğini sanmıyorum sanırım ekip sesi bilerek kısmış. Sesin kısık olması daha kötü oldu zira insanlar zaten gösteriden soğumuşlardı. İşin kötüsü gösteriyi tavsiye ettiğim arkadaşlarla inanılmaz bir menunuyetsilikle hadi ekiple dalga geçerek Akün'den çıktık. Ayıp...