Skip to main content

Ankara Sanat Tiyatrosu - 51 yaşında ve hala genç

Eğer Ankara'da yaşıyorsanı ve (AST) Ankara Sanat Tiyatro'suna hiç uğramadıysanız tiyatro adnına çok şey kaçırdınız. Gidilmesi çok kolay. Kızılay'da İzmir 1 Caddesinden Ihlamur Caddesine dönün hemen ikinci veya üçüncü binanın altı. Afişleri görürsnüz zaten. Bu da haritası :
https://www.google.com

Bu sezonda hala devam eden şu üç oyun harika :

1. Selamun Kavlen Karakolu

Aziz Nesin'in yazdığı bu oyunu AST'de mutlaka izlemelesiniz. Gösterimi hala devam ediyor. Kaçırmayın bu akşam da var [bilet].
Müzikal tadında. Çok keyif alacağınız, çok güleceğiniz güzel bir sosyal eleştiri. Temposu o kadar hızlı ki nefes kesip izliyorsunuz. Oyuncu kadrosu harika. Oyunun en öne çıkan karakterlerini Mahir İpek ve Mehmet Atay oynuyor.

İki dolandırıcının kendilerini polis olarak tanıtıp mahalleye sahte bir karakol açmalarıyla başlar. halkın polis korkusundan dolayı üçkağıtçılara inanmaları ve itaat etmeleri bir kenara devletin de buradaki sahte karakolu ciddiye alıp resmi yazışmalarda bulunması; hatta buraya bekçi, polis, komiser tayin etmesiyle olaylar içinden çıkılamaz bir hal alır.

2. Dar Ayakkabılar

İnce bir yönü olan oyun. İzlemeniz gerek http://www.mybilet.com/event/15120/dar-ayakkabiyla-yasamak/

3. Halktan Biri

Bu sene ilk izleyişim. Biraz soluk gelse de oyun kesinlikle başarılı. Soluk olmasının nedeni sanırım Amerika'lı yazarların bana soğuk gelişinden. Tarzlarında hep bir uzaklık, soğukluk ve renksizlik var. Tabi herşeyde renk aramamak gerek sanırım. İlk yarısınde bu soğuk yazar ön yargımdan dolayı sanırım ben de biraz soğudum ancak ikinci yarıda birazda güncel eklemelerle daha renkli bir oyun çıktı. Bir bütün olarka oyun harikaydı. Bu oyunda sadece Mahir İpek ve Mehmet Atay oynutyor. Dekor da özenle çalışılmıştı. Tüm olay kahramanızın eski rutubetli odasında geçiyor. 


Gösterim devam ediyor kaçırmayın. Biletler :  

Comments

Popular posts from this blog

Cesaret Ana ve Çocukları - Bertolt Brecht / Devlet Tiyatroları Gösterimi

Cesaret Ana ve Çocukları - Devlet Tiyatroları Gösterimi İki hafta önce İrfan Şahinbaş Atölye tiyatrosunda izlediğimiz oyun ciddi emek isteyen bir oyundu. Seyirci için dahi oldukça yorucu. Oyunun 3 saat olduğunu bilmeden gidince zaten  Brecht 'in tarzı gereği daraltılar basarak izlediğimiz oyun biraz yorucu geldi bize. Daraltı dediysem kötü anlamda değil. Daha önce Brecht okuduysanız veya bir oyununu izleme şansınız olduysa ne demek istediğimi fark etmişsinizdir.  Brecht seyircinin bilincini açık tutmayı amaçlıyor sanırım hep. Oyunda bölümler arasında bir perde iniyor ve o bölümü önceden özetliyor. Bu da yine seyircinin algısını daha açık tutuyor. E haliyle yoruyor tabi. O yüzden bizim gibi bir gece öncesindne az uyku ile gitmeyin. Zaten oyun biraz yoracak sizi. Öyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında izlediğiniz kumpanyalar gibi eğlenmeye gelmeyin arkadaşlarınızla (burda bir yergi yok). Oyunla ilgili bir kaç yazı http://nesrinmutlu.blogspot.com/2013/01/cesaret-a...

ulus baker - what is opinion #redtv

ulus baker - what is opinion from RedTv series.

Ankara Tiyatro Festivali'nde Magapar / The Way ( Barbara Thieme)

Ankara Tiyatro Festivali'nde gittiğim ikinci oyun Barbara Thieme'nin 'Magapar'  (The Way) adlı oyunuydu. Polonya'lı ekip çok genç ve tecrübesiz görünüyordu. İnsaflı biri olmasam gösteri için söyleyebileceğim tek şey ' berbat ' olurdu. Harketler çok mekanik , tanıtım metninde geçmesine rağmen ışık efektleri ise komikti. Gösteriyle  sonuna kadar dikkatlice ilgilendim. Önümde ve arkamda gösteriden çoktan kopmuş insanların bir kısmı horlayarak uyurken bir kısmı da cips yerken ben dikkatimi kaybetmeden odaklamanaya çalıssam da beni bile kendilerine çekemediler. Gösteri 30 dakika sürdü. Gösteri boyunca kısa müzik parçaları eşlik etti oyuna. Akün sahnesindeki ses düzeneğinin bu kadar düşük ses verdiğini sanmıyorum sanırım ekip sesi bilerek kısmış. Sesin kısık olması daha kötü oldu zira insanlar zaten gösteriden soğumuşlardı. İşin kötüsü gösteriyi tavsiye ettiğim arkadaşlarla inanılmaz bir menunuyetsilikle hadi ekiple dalga geçerek Akün'den çıktık. Ayıp...