Skip to main content

Arthur Rimbaud - Une Saison en Enfer (Cehennem’de bir Mevsim) çevirisi

Une Saison en Enfer

Jadis, si je me souviens bien, ma vie était un festin où s’ouvraient tous les coeurs, où tous les vins coulaient.
Un soir, j’ai assis la Beauté sur mes genoux. – Et je l’ai trouvée amère. – Et je l’ai injuriée.
Je me suis armé contre la justice.
Je me suis enfui. Ô sorcières, ô misère, ô haine, c’est à vous que mon trésor a été confié!
Je parvins à faire s’évanouir dans mon esprit toute l’espérance humaine. Sur toute joie pour l’étrangler j’ai fait le bond sourd de la bête féroce.
J’ai appelé les bourreaux pour, en périssant, mordre la crosse de leurs fusils. J’ai appelé les fléaux, pour m’étouffer avec le sable, le sang. Le malheur a été mon dieu. Je me suis allongé dans la boue. Je me suis séché à l’air du crime. Et j’ai joué de bons tours à la folie.

......


Cehennem’de bir Mevsim

Hafızam beni yanıltmıyorsa, bir zamanlar bütün gönüllerin açılıp bütün şarapların saçıldığı bir şölendi hayatım.
Gecelerden bir gece kucağımdaydı Güzellik. – Ve bu canımı yaktı. – Ben de onun canına okudum.
Zırhlandım Adalet’e karşı.
Bastım gittim. Ey cadılar, ey sefalet, ey nefret, hazinem size emanet!
İnsanın umuduna dair ne varsa öğütüp tükettim fikrimde. Kıyasıya atıldım yeşeren her sevincin üstüne, yaban bir hayvanın sağır hamlesiyle.
Cellâtları çağırdım ki ölürken tüfeklerinin dipçiklerini kemireyim. Salgınlara seslendim ki kan ve kum içinde boğulayım. Karagün benim tanrım oldu. Çamura bulandım.  Cürmün ayazında kurundum. Oynamadığım oyun kalmadı deliliğe.
.......

Çevirinin devamı için http://yelkovalayan.net/2011/12/07/cehennemde-bir-mevsim-une-saison-en-enfer-arthur-rimbaud/

Comments

Popular posts from this blog

Aşağıya Yazmışım "Creative Commons Attribution 3.0 Unported" Diye

Kardeşimin perişan olmuş dizüstü bilgisayarının üstüne sticker ararken  pek istediğimizi bulamadık ama birden kaşıma bu çıktı : http://urun.gittigidiyor.com/LAPTOP-NOTEBOOK-ETIKET-SKIN-STICKER-10_W0QQidZZ24039906#aciklama Adam şöyle yazmış : "ORJİNAL LAPTOP/NOTEBOOK  SKIN STICKER" çok tanıdık geldi :) sonra hatırladım öylesine bir şey yapmıştım te ne zaman. O da şöyleydi (evil pattern) :  http://hasantayyar.blogspot.com/2008/10/evil-pattern.html Şimdi asıl mesele alması ve hatta ticari amaçla kullanması değil asıl mesele bu kadar basit bir açık lisansa uygun davranamaması :  http://creativecommons.org/licenses/by/3.0/ Hem ok utandım. En berbat ve saçma denememi kulanmış halbuki daha güzelleri üstelik laptop üzerine güzel gidecek şeyler de denemiştim. Mesela keike şunları alsaymış : http://hasantayyar.blogspot.com/2009/10/pourpre-nebuleuse.html http://hasantayyar.blogspot.com/2009/07/uydurdum.html http://hasantayyar.blogspot.com/2009/06/amacm-wallpaper-ol...

Şehir içi bisiklet sürücülerine notlar -1 (Güç meselesi)

Son zamanlarda şehir içinde fazla bisiklet kullanmaya başladım. Arkadaşlar da sormaya başladı "nasıl bu kadar fazla yol kat edip hiç yorulmuyorsun" gibi sorular işte. Dedim parça parça "tip"ler yazayım. 1. Güç Dengesi Kuralı Bacaklarınızın ikisini birden yormanıza gerek yok. Güç dengesi diye bir kural uydurdum. Mantık şu  - pedallara güç verirken ilk aşamalarda sadece bir tarafa yoğunluk verin. Örneğin sadece sağ bacağınızla güç uyulayın sol bacağınız kendiliğinden salınsın. bir süre sonra sağdan gücü çekin ve sola verin. Böyle bir döngü içinde daha şehir içinde daha uzun mesafe alır ve daha az yorulursunuz. 2. Doğru Çark Önemli Yani vites! doğru vites. Yolunuzun düzgün olup olmaması veya eğimine göre vitesinizi ayarlamayı unutmayın! 3. Hızlanma ve yavaşlamalar mümkün olduğunca doğrusal olmalı Özellikle genç bisiklet sürücüleri hızlanırken logaritmik hızlanıyorlar. Kesinlikle yanlış! Gücünüzü yavaş yavaş vermeniz ve hızlanmanızı dengeli tutamanız önemli....

Cesaret Ana ve Çocukları - Bertolt Brecht / Devlet Tiyatroları Gösterimi

Cesaret Ana ve Çocukları - Devlet Tiyatroları Gösterimi İki hafta önce İrfan Şahinbaş Atölye tiyatrosunda izlediğimiz oyun ciddi emek isteyen bir oyundu. Seyirci için dahi oldukça yorucu. Oyunun 3 saat olduğunu bilmeden gidince zaten  Brecht 'in tarzı gereği daraltılar basarak izlediğimiz oyun biraz yorucu geldi bize. Daraltı dediysem kötü anlamda değil. Daha önce Brecht okuduysanız veya bir oyununu izleme şansınız olduysa ne demek istediğimi fark etmişsinizdir.  Brecht seyircinin bilincini açık tutmayı amaçlıyor sanırım hep. Oyunda bölümler arasında bir perde iniyor ve o bölümü önceden özetliyor. Bu da yine seyircinin algısını daha açık tutuyor. E haliyle yoruyor tabi. O yüzden bizim gibi bir gece öncesindne az uyku ile gitmeyin. Zaten oyun biraz yoracak sizi. Öyle İstanbul Şehir Tiyatrolarında izlediğiniz kumpanyalar gibi eğlenmeye gelmeyin arkadaşlarınızla (burda bir yergi yok). Oyunla ilgili bir kaç yazı http://nesrinmutlu.blogspot.com/2013/01/cesaret-a...